30 Aralık 2011 Cuma

Sahip olduklarımızla yaşamayı öğrenmek bir süreç, bir katılım, yani yaşamımızın yoğrulmasıdır. Gelecek yıllar varlığımızı zenginleştirecek. Yeni yıl ilk adım.. Hep birlikte mutlu ve saglikli yillara!

Neden yilbasi kutlanir, nereden kulturumuze gelmistir, kutlanmaya tum dunyada ne zaman ve nasil  baslamistir acikcasi net olarak bilmiyorum. Detayli olarak arastirmak lazim. Soz veriyorum sonraki yazilarimda detayli olarak bu konuda bilgi verecegim;) Belki farkli kulturlerde noelle birlesmis dinsel bir anlam icerir, belki tuketim icin guclu bir aractir, belki bircogumuz icin sadece hediyelerdir, hindidir, kardir, cam agacidir, alisveristir, tatildir, partidir, kirmizidir, kutlamadir, havayi fiseklerdir, tehlikeli taksim meydanidir, belki simdi renkli nisantasi meydani olmustur, yilin en iyileri listesini yapmaktir, belki de bircok kisiye gore kutlamak gunahtir, yasaktir....
Tum bu sorulardan, onyargilardan arinip eger farkli bir pencereden bakarsak; yasamis oldugumuz seneyi dusunmek, ozetlemek, hayatimizi analiz etmek, degerlendirmek, sahip oldularimizi hissetmek, yaptiklarimizla gurur duymak ya da hatalarimizi bir daha gozden gecirmek icin cok onemli bir firsattir bence. 


Yilin son gunu yasantilarimiz, gecmisimiz ve tecrubelerimizle umutlarimizi ve gelecegimizi dusunmemizi saglayan guzel bir kopru degil midir sizce de? Sonlar ve ilkler daha ince ve derin anlamlar olusturmaz mi bizde? Umutlarimiz bugunlerde arka fondaki muzik olmaktan cikip solo sarki soylemez mi icimizde? Neden milli piyango cekilisi daha anlamlidir bu gunlerde? Daha mi fazla umutlu oluruz? Yeniden baslamak, sifirlamak bircok seyi temizleyip hafifletmez mi bizi? Gelecek sene ne yapacagimizi dusunmek, planlamak istemez miyiz hep? Ertelediklerimiz gelmez mi tekrar gundeme? Yeni yili beklemek adi ustunde yenilik, degisiklik, heyecan ve tazelik getirmez mi? 


Bazen evde ailemizle, bazen sokaklarda en yakin arkadaslarimizla kalabaligin icinde coskuyla, bazen universite kampusunde havayi fisekleri izlerken dileklerimizle, bazen bir sise sarapla yalniz ve huzunlu her sene bir kez bekledigimiz tek gecelik konugumuz degil midir? Her yil bu konugu kimler, nerede ve nasil karsilarlar hic dusundunuz mu? Ne kadar farkli hayatlara, manzaralara ve masalara misafir olmustur? Ya siz nasil bekliyor olacaksiniz?


Ben ise bu sene seni kis degilde mevsimlerden yaz, sicak ve yagmur karisimi esintili Sao Paulo havasinda, ailemden ve en yakin arkadaslarimdan uzak, farkli bir sehirde, farkli bir kulturde. farkli bir ulkede biraz buruk, yalniz, bir o kadar da butun karsilamaya hazirim. Gelirken nolur herkes icin, bol bol saglik, basari, mutluluk, umut, guc, baris ve huzur getirmeyi unutma..


Yarin gorusmek uzere! Simdiden hosgeldin!







27 Aralık 2011 Salı

Triage - Testemunhas de uma guerra - Cok etkilendim:(






Yönetmen: Danis Tanovic
Oyuncular: Colin Farrell , Jamie Sives , Paz Vega , Kelly Reilly , Branko Djuric , Mozaffar Shafeie , Karzan Sherabayani , Luis Callejo , Alex Spijksma , Ian McElhinney , Juliet Stevenson , Michelle Hartman , Eileen Walsh , Nick Dunning , Christopher LeeSenaryo: Scott Anderson , Danis Tanovic
Ülke: İrlanda, İspanya, Belçika, Fransa
Dili: Fransızca, İspanyolca, Arapça, İngilizce
Süre: 99 dk
Yılı: 2009
Türü: Dram, Savaş





Scott Anderson romanindan uyarlanmis bence cok etkileyici bir film. Basrolde Colin Farrell (Mark) savas fotografcisidir. Iki yakin dost ( Mark - David) ve meslektas savastan savasa fotograf cekmeye giderler ve son yolculuklari herikisi icinde planladigi gibi olmaz. Evine geri donen Mark iki farkli hayat arasinda tekrar uyum saglamaya calisir. Esinin ruhsal sagligini endise eden Elena'nin( Paz Vega) psikolog dedesini aramasiyla Mark ve  Morales ( Christopher Lee ) tanisir ve sonrasinda zihinde yolculuk.


Mavi ve Sari! Iki renk ve tamamen degisik anlamlar. Triyaj!Secim! Onem sirasi...Iki insan.. Durumu kotu ve daha iyi. Kurtulabilecek olana yogunlasmak ve bir karar vermek. Bir doktor ve durumu kotu olan kendi hastalarina ates eden bir doktor. Psikolojik dram...Savas, kan, aci, kayip, gozlem, fotograf...


Bu tecrubeden sonra insan hayatina nasil devam eder??? Hangi sorulari sorar? Her sabah uyandiginda nasil hisseder ve gune nasil baslar???


Iki fotograf oyle etkiliyor ki insani! Biri elleri bagli  bir sekilde fotografciya dogru kosarken Beyrut'ta oldurulen genc. Digeri ise sevdiklerini kaybetmis Afrikali bir kadin. Elinde esinin ve cocuklarinin fotografi...Kafatasi obeklerinden fotografciya sevdiklerini bulmasini istiyor. Bilsede kafataslarinin onlar olmadigini ama yalana bile inanmaya hazir.. O kadar uzgun ve caresiz.


Christopher Lee filmde hayatin tanimini oyle guzel veriyor ki: Aci ve onunla yasamayi ogrenmek ve umudumuzu, yasam sevincimizi yitirmemek....
Iyi seyirler!



23 Aralık 2011 Cuma

Amor e Sexo!

Ask ve seks ancak bu kadar guzel kelimelerle karsilastirilir! Turkcesini sozlerinin yanina cok iyi olmayan portekizcemle acemice cevirmeye calistim ama az da olsa sizlere bir fikir verecegine inaniyorum / umuyorum:) 


Bana gore ask ve seks ise birbirlerini tamamlayan, icini dolduran, yerine gore ardisik yerine es zamanli, yerine gore tekil yerine gore ise guzel bir karisimdir. Sevgiyle kalin!

















Amor E Sexo

Rita Lee

Amor é um livro / Ask bir kitaptir
Sexo é esporte / Seks ise spor
Sexo é escolha / Seks bir secimdir
Amor é sorte... /  Ask ise sans
Amor é pensamento / Ask bir dusuncedir
Teorema / Teoremdir
Amor é novela / Dizidir
Sexo é cinema.. / Seks ise sinema
Sexo é imaginação / Seks hayalgucudur
Fantasia / Fantezidir
Amor é prosa / Ask duzyazidir
Sexo é poesia... / Seks ise siir
O amor nos torna / Ask bizi biz yapandir
Patéticos / Acidir
Sexo é uma selva / Seks ise ormandir
De epiléticos.../ Epilepsidir,
Amor é cristão / Ask Hristiyandir.
Sexo é pagão / Seks ise putperest
Amor é latifúndio / Ask bos toprak parcasidir
Sexo é invasão / Seks ise bir yeri istila etmektir
Amor é divino / Ask paylasimdir
Sexo é animal / Seks ise hayvanidir
Amor é bossa nova / Ask acikli bir muziktir
Sexo é carnaval / Seks ise karnaval
Oh! Oh! Uh!
Amor é para sempre / Ask herzaman icindir
Sexo também / Seks de
Sexo é do bom / Seks guzeldir
Amor é do bem... / Ask ise iyi
Amor sem sexo / Ask sekssiz
É amizade / dostluktur
Sexo sem amor // Seks asksiz
É vontade.. / Arzudur
Amor é um / Ask birdir
Sexo é dois / Seks ise iki
Sexo antes / Seks oncedir
Amor depois... / Ask ise sonra
Sexo vem dos outros / Seks digerlerini getirir
E vai embora / Ve gidiverirler
Amor vem de nós / Ask bizi getirir
E demora... / Ve bizimle kalir

Amor é cristão / Ask Hristiyandir.
Sexo é pagão / Seks ise putperest
Amor é latifúndio / Ask bos toprak parcasidir
Sexo é invasão / Seks ise bir yeri istila etmektir
Amor é divino / Ask paylasimdir
Sexo é animal / Seks ise hayvanidir
Amor é bossa nova / Ask acikli bir muziktir
Sexo é carnaval / Seks ise karnaval
Oh! Oh! Uh!
Amor é isso / Ask budur
Sexo é aquilo / Seks sudur
E coisa e tal! / Ve herhangi birseydir
E tal e coisa! / Herhangi de birseydir
Uh! Uh! Uh!
Ai o amor! / Ask
Hum! O sexo! / Hummm Seks

21 Aralık 2011 Çarşamba

Yilbasi iceceginizi kendiniz hazirlayin:) Afiyet olsun!




Ilk Caipirinhanizi hep beraber hazirlayalim....

Limonlu

Gerekli malzemeler:
1 limon
2 ya da 3 kasik seker
Istege bagli votka ya da sake

Oncelikle limonlari 8 parca halinde dilimliyoruz ve bardaga koyuyoruz. Sonrasinda sekeri ekleyip birkac dakika limonlari sekerle beraber eziyoruz. Votka ya da sake yi karisima ilave ediyoruz. Votka / sake miktarini limonlu bardagin yarisina gelecek sekilde ayarlayabilirsiniz ya da kendi zevkinize gore daha az ya da fazla koyabilirsiniz. Buzlarida koyduktan sonra eger buz karistiracaginiz varsa daha kolay guzelce karistiriyoruz. Yoksa da bardagi elimizle kapayip birkac dakika calkaliyoruz. Eger nane seviyorsaniz ekleyebilirsiniz cok guzel bir tat katiyor. Afiyet olsun!

Cilekli

Gerekli malzemeler:
6-7 adet cilek
2 ya da 3 kasik seker
Istege bagli votka ya da sake

Oncelikle cilekleri kucuk kucuk kesiyoruz ve sekeri de uzerine koyup guzelce eziyoruz. Votka ya da sake yi istediginiz oranda ezmis oldugumuz cilek ve seker karisimina dokuyoruz. Buzlarida koyduktan sonra buz karistiracaginda ya da bardakta bir kac dakika calkaliyoruz. Afiyet olsun!

Muz ve cilek karisimini tavsiye ederim:)

Kivili
Gerekli malzemeler:
1 adet kivi
2 ya da 3 kasik seker
Istege bagli votka ya da sake

Oncelikle kivileri halka seklinde kesiyoruz ve uzerine iki ya da uc kasik seker ilave ediyoruz. Votka ya da sake yi tercih ettiginiz oranda bardaga dokuyoruz. Buzlarida koyduktan sonra buz karistiracaginda ya da bardakta bir kac dakika calkaliyoruz. Afiyet olsun! 

Dilerseniz kivi ve cilegi ya da kivi ve limonu karistirarak ayni seklinde bircok cesit aromalar yaratabilirsiniz!

Karpuzlu


Gerekli malzemeler:
1 dilim karpuz
2 ya da 3 kasik seker
Istege bagli votka ya da sake

Oncelikle karpuzu kup seklinde parcalara ayiriyoruz ve sekerle beraber eziyoruz. Votka ya da sake yi ayni oranda karisima dokuyoruz. Buzlarida koyduktan sonra buz karistiracaginda ya da bardakta bir kac dakika calkaliyoruz. Bir dilin limon ve nane ile bardaginizi susleyebilirsiniz,Afiyet olsun!



Sevdiginiz meyvelere gore kiraz, kavun, agududu, bogurtlen, seftali, portakal, muz, armut, uzum ya da narla da cesitli karisimlar olusturabilirsiniz. Nane ve limonla da suslediginizde geriye sadece ailenizle ya da arkadaslarinizla keyfini cikartmak kaliyor. Size tavsiyem meyve suyu gibi cok hafif geliyor insana ve anlamadan hizlica iciyorsunuz. Ancak unutmayin icinde votka var:) Tadini cikartin!

Sevgiler!




Benim penceremden Sao Paulo!

Sao Paulo insanlariyla, trafigiyle, yemekleriyle, ickileriyle, danslariyla, havasiyla dinamik bir sehir. Geleli yaklasik dort ay oldu. Ben de yavas yavas ogrenmeye ve tanimaya calisiyorum. Her gecen gun kendi penceremden kendi gozlemlerimi sizlerle paylasmaya calisacagim. Umarim guzel bir yolculuk olur hepimiz icin.


Havasi cok guzel ve bir o kadar da yagmurlu. Tabi semsiye tasimayi sevmiyorsaniz ki ben:) Dunyanin en sacma icadi bence biraz zor oluyor islaniyorsunuz. Su anda mevsimlerden yaz. Eger yaz doneminde ziyaret etmek isterseniz yaz diye aldanmayin. Burada yazlari daha cok yagmur yagiyormus. Yaninizda mutlaka her zaman semsiye olmali.


Insanlari cok rahat. Bircok kulturu, dini, milleti icinde barindirmasina ragmen onyargisiz acmis kollarini herkesi kucaklamaya. Otobuste, markette odeme icin beklerken, restaurantta, sokakta, barda, arabanizi park ederken bircok insanla iletisim kurmaniz, tanismaniz cok kolay. O kadar konuskanlar ki bes dakika icinde konustugunuz kisi hakkinda bircok sey ogrenmeniz mumkun ve bu sasirtici geliyor insana. Herkes guler yuzlu. Umursamazliklari, hayati tiye almalari, agir kanlilik ve yavaslik belki sehrin zorlugundan, belki havanin sicakligindan belki de kisa bir sure oncesine kadar kesfedilmemisliginden geliyor olabilir. Dili konusurken sanki sarki soyluyor edasinda bir riitim tutturarak konusmalari daha samimi kiliyor onlari. Sinirlendiklerini konusmalarindan ve mimiklerinden anlamaniz cok guc.


Maalesef bizden farkli olarak soz verme ve zaman anlayislari cok farkli. Biz mesela bir yerde su saatte su gun bulasacagiz dedigimizde bizim icin kacinilmazdir. Gec kalirsak da arayip haber veririz ve bekledigimiz kisi gelmezse merak ederiz basina bisey geldi diye. Burada unutun. Diyelim arkadaslarinizla gelecek pazar icin bir hafta oncesinden plan yaptiniz. Eger bir daha onaylamiyorsaniz kesinlikle gitmeyin. Emin olun sizi davet eden bile evde degildir. Kapida kalirsiniz ve cok rahat bir sekilde ahhh ben onu unuttum lafiyla karsilasabilirsiniz. Eger Brezilya li bir arkadasinizla bulusacaksaniz diyelim saat 8 gibi anlastiniz. En az bir saat sonra gidin. Zaman ve soz kavramlari cok degisik. Biz burada dalga geciyoruz Brezilya sozu mu ya da Turk sozu mu diye:) Genelde kibar olmak icin ahhh hadi sunu yapalim tabi bulasalim cok samimi bir sekilde siz de inaniyorsunuz hatta sasiriyorsunuz ne kadar arkadas canlisi diye. Ama tanistiginiz kisinin size donus yapmasi cok buyuk olasilikla hic gibi...


Ben geldigimde Portekizce kursuna Faap Universitesinde basladim. Haftanin uc gunu derse gittim ve dersler ogleden sonralariydi. Eger siz de sabah insani degilim diyenlerdenseniz cok idael. Dersler bir bucukta baslayip aksam bes bucuga kadar suruyor. Okul vakif universitesi olup sehrin gobeginde. Ayrica universite kampusu icinde olmasi Brezilya'li ogrencilerle  daha kolay tanismaniz acisindan cok yararli. Her iki hafta da bir kulturel dersler de yer aliyor. Bir hafta Brezilya yemeklerini pisirmeyi ogrenme olabilir, diger hafta da samba dersi ya da Futbol Muzesi gezisi yer alabilir. Ben ilk kuru bitirdim ve cok memnun kaldim. Ucreti diger kaliteli okullara gore daha uygun ve var olan unuversite bunyesindeki dil kurslarinin en iyisi.


Trafik maalesef cok kotu. Yarim saatte gidebileceginiz bir yere zamana ve trafige bagli olarak yarim saat ve 3 saat arasinda varmaniz mumkun. Trafikte herkes sakin. O kadar alismislar ki beklemeye bence sabir ve sakin olmayi dogustan kazanilan bir ozellik degil de sehrin zamanla ogrettigi dogal bir kazanim.


Tren ve metrodan cok daha fazla Amerika gibi arabaya yatirim yapilmis bir ulke olsa gerek ki toplu tasima cok kotu. Tabi araba sayisi artmasi trafigi daha da felc ediyor. Ilginc olan bir uygulama getirmisler bu durum karsinda. Rodizio gunleri var. Eger arabanizin plakasi 0 ve 1 ile bitiyorsa Pazartesi gunleri arabanizi sabah 7 - 10 arasi ve aksam 5 -8 arasi trafige cikartamiyorsunuz. 2-3 ile bitiyorsa Sali, 4-5 ile bitiyorsa Carsamba, 6-7 ile bitiyorsa Persembe ve 8-9 ile bitiyorsa Cuma gunu maalesef dikkatli olmamiz gerekiyor ceza almak istemezsek:)


Metro Turkiye'de daha cok trafige girmeden en kestirme ulasim aracidir. Ancak burada eger aksam 6 gibi metroyu tercih ediyorsaniz ve bircok hatta ulasimi olan kirmizi line Se'de bekliyorsaniz kolay gelsin. Cunku ben ilk metroya girdigimde trenin onune gelebilmek icin en az 40 dakika bekledim ve tabi bu surede trenleri saymam icin epey zamanim oldu. Abartmiyorum 22. trene bindim:)


Ilk geldigim gunlerden biriydi. Arkadaslarla birseyler yemegi dusunuyorduk. Sonra Brezilya'li arkadas dediki hadi pastahane'ye gidelim. (Paderia) Tabi bizim Turkiye'deki pastane mantigini dusunursek tatli ya da aperatif seyler geliyor insanin aklina. Buradaki pastahaneler ayni bizim lokanta ve pastahane birlesimi seklinde. Her cesit menu, yiyecek mevcut. Eger gelirseniz merkezde Bella Paulista'yi mutlaka deneyin. Hem zengin ve alternatifli yemekleriyle hem kurabiye. pogca(folhado) ve tatlilariyla hem de sicak ortamiyla cok memnun kalacaksiniz. Ayrica inanilir gibi degil ama 24 saat acik. Eger siz sabah kahvalti icin gitmeyi dusunuyorsaniz yan masanizda yuksek sesli konusan yari sarhos bardan ya da kluplerden cikip uyumadan once biseyler yemege gelen gencleri gormeniz cok dogal. Cunku burada gece hayati sabah 6 ile 8 arasinda sonlaniyor.


Eger pilav ve kuru fasulye ile probleminiz yoksa burada yemek bakimindan hic zorluk cekmezsiniz. Her ogun hemen hemen tuketilen ikili. Pilavlari bizimkinden farkli olarak sarimsak ve soganla pirinci kavurup sonra su ekleniyor ve defne yapragiyla essiz bir koku ve tat veriyor. Kuru fasulye ayni bizdeki mantik etle ve pilav ustu olarak cesitli yemeklerin yaninda daimi servis ediliyor. Kolelerin geleneksel yemegi olup varligini gunumuze kadar koruyan bir ikili. Bir sonraki yazimda Brezilya pilavi ( arruz) ve kuru fasulyesi (Feijoada) nasil yapilir detayli olarak tariflerini sizlerle paylasacagim.


Ickilerinden bahsedersek sek ictikleri seker kamisindan yapilan cachaça basta geliyor. Limon, bal ve cesitli baharatlar eklenmis aromalari da mevcut. Caipirinha ise benim favorim. Dilerseniz votka'yla dilerseniz beyaz sarap, sanpanya ile ya da sake ile hazirlayabilirsiniz. Dilediginiz meyveyi sekerle ezip cilek, limon, kivi, kiraz, kavun, karpuz, muz gibi ne geliyorsa akliniza sonrasinda istediginiz alkolu secip ornegin votka buzla karistiriyorsunuz. Ickiniz hazir... Sonraki yazilarda cesitli aramo tariflerini ekleyecegim:) Serefe!


 Hepinizin yeni yili kutlu olsun! Benim icin bol bol kebap, cig kofte yeyin, salgam ve  raki icin:)


Sevgiler!


Esra Serpen

13 Aralık 2011 Salı

Brezilya Hakkinda Genel Bilgiler


Ulke Adi: Brezilya
Yerel Ulke Adi: Brezilya Federal Cumhuriyeti
Baskent: Brasilia
Eyaletler: Amazonas, Bahia, Sao Paulo, Rio de Janeiro, Rio Grande do Sul, Acre, Alagoas, Amapa, Ceara, Mato Grosso, Maranhao, Rio Grande do Norte, Goias, Distrito Federal, Para, Piaui, Parana, Paraiba, Minas Gerais, Espirito Santo, Pernambuco, Roraima, Rondonia, Santa Catarina, Sergipe ve Tocantins.
Bagimsizlik: 7 Eylul 1982
Anayasa: 5 Ekim 1988
Nufus: 203,4 Milyon (2010)
Yuzolcumu: 8.547.400 km2
Dil: Portekizce
Din: Katolik 73,6 %; Protestan 15,4 %; Diger 11 %
Para Birimi: Brezilya Reali BRL

Brezilya 500 yillik gecmisiyle Guney Amerika ‘da yer alip kitanin en buyuk ve en kalabalik ulkesidir. Bircok irkin ve kulturun karismasi nedeniyle her anlamda essiz renklilige ve muhtesem bir senteze sahiptir.

Ekvador ve Sili haric tum Guney Amerika ulkelerine komsu olup, guneyden kuzeye komsulari : Uruguay, Arjantin, Paraguay, Bolivya, Peru, Kolombiya, Venezuella, Guyana, Surinam ve Fransiz Guyanasi’dir,

Ulke nufusunu once Afrika’dan getirilen koleler sonrasinda da cogunlukla Portekizliler olmak uzere Almanlar, Avusturyalilar, Macarlar, Slavlar, Ispanyollar, Italyanlar, Japonlar, Suriyeliler, Lubnanlilar, Hollandalilar olusturmaktadir.

Brezilya bayragindaki yesil fon rengi genis ormanlari ve verimli topraklarini, sari altin ve degerli madenlerini, yildizlar 27 federal eyaletleri temsil edip Cumhuriyet gunlerindeki Rio de Janeiro daki gokyuzundeki yildizlarin konumuna gore sekil almistir. Beyaz serit huzuru, Ordem e Progresso duzen ve ilerlemeyi simgiler.